Yargıtay 4. Ceza Dairesi, eski eşine attığı bildiride eski kayınvalidesine hitaben kullandığı hakaret içerikli söz nedeniyle yargılanan şahsa verilen beraatı bozdu. Hareketin, “ileti yoluyla hakaret” kabahatini oluşturduğu ve sanığın cezalandırılması gerektiğine hükmedildi.
Dairenin kararına nazaran, Konya’nın Ereğli ilçesinde yaşayan bir kişi, boşandığı eşine eski kayınvalidesini çocuğundan uzak tutması tarafında WhatsApp’tan bildiri attı, bildiride eski kayınvalidesine yönelik “sapık” tabirini kullandı.
Şikayet üzerine eski damat hakkında “ileti yoluyla hakaret” kabahatinden dava açıldı.
Davaya bakan Ereğli 1. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın hareketinin “gıyapta hakaret” hatasını oluşturduğuna hükmederek, sanıkla mağdurun karşı karşıya gelmedikleri gerekçesiyle atılı cürümden beraat kararı verdi.
Davaya katılan olarak kabul edilen eski kayınvalide, mahallî mahkemenin beraat kararını temyiz etti.
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 4. Ceza Dairesi, sanığın hareketinin “ileti yoluyla hakaret” cürmü kapsamında olduğu gerekçesiyle kararı bozdu.
Kararın gerekçesinden
Dairenin kararında, hakaret cürmünün, mağdurun huzurunda işlenebileceği üzere gıyabında da işlenebileceği belirtilerek, “Fail, fiili işlediği sırada mağduru gaye alan hakaretinin mağdur tarafından da direkt algılanabileceğini biliyor ve istiyorsa, bu durumda hata huzurda işlenmiş sayılacaktır.” tespitine yer verildi.
Suçun huzurda işlenmediği lakin huzurda işlenmiş üzere sayıldığı durumlara “ileti yoluyla hakaret” denildiği aktarılan kararda, bunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. unsurunun 2. fıkrasında cürüm olarak tanımlandığı belirtildi.
Kararda, “Hakaret içeren bir mektup, telefon konuşması yahut yazılı bir ileti huzurda söylenmiş üzere cezalandırılır.” denildi.
İleti yoluyla hakaretin, huzurda işlenmiş üzere cezalandırılması için sanığın iletilme kastıyla hareket etmesi gerektiğine işaret edilen kararda, mesaj mağdurdan diğer birisine gönderilmiş fakat tesadüfen mağdur tarafından öğrenilmişse huzurda hakaret kabahatinin oluşmayacağı vurgulandı.
Kararda, hareketin, mağdurun olmadığı ya da direkt vakıf olamayacağı durumlarda işlenmesi halinde “gıyapta hakaret” hatasının oluşacağı aktarıldı.
Somut olayda ise sanığın eski eşine attığı bildiride, “doğrudan katılan eski kayınvalidesini muhatap aldığı ve iletme kastıyla hareket ettiği” belirtildi.
Bu nedenle sanığın, Türk Ceza Kanunu’nun, “ileti yoluyla hakaret” hatasını düzenleyen 125. unsurunun ikinci fıkrası yeterince cezalandırılması gerektiği vurgulanan kararda, bu gözetilmeden, yerinde olmayan münasebetle beraat kararı kurulmasının hukuka karşıt olduğu kaydedildi.
Kaynak: AA / Aktüel
News
