Beyşehir Gölü‘nde yabani atların hayat sürdüğü ada ilgi odağı oldu
KONYA – Konya’nın Beyşehir ilçesinde, Beyşehir Gölü‘nde yabani atların ömür sürdüğü ada tabiat ve fotoğraf severlerin ilgi odağı oldu.
Türkiye‘nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü‘nün en büyük adalarından, halk ortasında “Kesi Adası” olarak bilinen Üskelles Adası’nda çok sayıda yabani at hayat sürüyor. Beyşehir’de tabiat tutkunları ile fotoğrafseverler, kısa bir müddet evvel keşfedilen adaya ağır ilgi gösteriyor. Beyşehir Kültür ve Turizm Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Beyşehir Treeking ve Tabiat Yürüyüşleri Topluluğu, yaklaşık 200 atın yaşadığı adaya tabiat yürüyüşü aktifliği düzenleyerek iştirakçilere atları yakından görme imkanı da sundu.
Beyşehir Kültür ve Turizm Derneği Lideri Mustafa Büyükkafalı, Beyşehir Gölü‘nde bir müddet evvel keşfettikleri adanın yabani atların ömür sürdüğü bir ada olduğunu öğrendikten sonra burada da atların izinde bir tabiat yürüyüşü aktifliği düzenleyerek tabiat ve fotoğrafseverleri de dört tarafı göl sularıyla çevrili adayı tanıtmaya karar verdiklerini söyledi. Adanın Beyşehir Gölü Ulusal Parkı’nda yer alması sebebiyle müsaade alarak bu aktifliği gerçekleştirdiklerini anlatan Büyükkafalı, “Burası ulusal park alanı olduğu için yasal müsaadelerle girilebilen de bir saha. Bu müsaadeleri aldıktan sonra bu aktifliği yapabileceğimiz konusunda takviye sağladık. Burada yaşayan yılki, yabani atların yaşadığı duyulunca çok ilgi çekti, beşerler çok ilgi gösterdi. İştirak için çok ağır bir müracaat aldık. Fakat makul bir sayıda kişi almamız gerekiyordu. O yüzden muhakkak sayıda tabiat tutkunu ve fotoğraf severlerle balıkçı tekneleriyle ulaşımı sağlayarak adaya gidip etkinliğimizi gerçekleştirdik” dedi.
“Adada 200’e yakın yabani at var”
Adada ömür süren atların 70 yıllık bir mazisi olduğunu da vurgulayan Büyükkafalı, “Yaklaşık 70 yıl evvel oraya Üstünler kasabasından yaşlıların attığı bir at vakitle bulunamıyor ve yıllar içinde üreyerek bu yıla kadar geliniyor. Yaklaşık 70 yıllık bir mazisi var oranın tabi. Köylüler ve orada yaşayan beşerler bunu biliyor lakin biz bunu çok duymamıştık. Biz de bunu araştırdık ve Beyşehir için yeni bir turizm destinasyonu olabilir mi diye düşünürken, gerekli müsaadeleri de alınca ve muhafaza kelamını verince bu aktifliği yaptık ve çok da ilgi gördü. Atların o heybetleri sonra ayak sesler, nal yok fakat ayak sesleri çok değişik geldi bize. Bir anda kümeler halinde hareket etmeleri, birebir anda koşmaları bunlar çok etkiledi tüm katılanları. Hoş bir aktiflik oldu. Beyşehir’e yeni bir turizm destinasyonu oldu bu ada. Müsaadeler çerçevesinde burasını koruyarak tanıtmaya devam edeceğiz. Ben buraya keşif emeliyle birinci gittiğimde, gördüğüm at izleri vardı. Adanın her tarafında iz haline gelmiş, taşlarda bile at izleri oluşmuş. At izinde tabiat yürüyüşü yapabileceğimizi düşündük. Etkinliğimizi gerçekleştirdiğimizde adada 7 kilometrelik bir tabiat yürüyüşü yaptık. Fotoğraf tutkunları atların fotoğraflarını çekebilmek için birbiriyle yarıştı. Balıkçı tekneleriyle adaya ulaştık. Tedbirlerimizi alarak, 5-6’şar kişi binerek adaya geldik ve buradaki atları da yürüyüşle birlikte gözledik. Üç seferde denk geldiler ve ağır denk gelişler oldu. Bu biçimde etkinliğimizi tamamladık. Yaklaşık bu adada 200’e yakın yabani at var. Beyşehir Gölü’nün bence üçüncü büyük adası burası. El değmemiş, bakir bir ada. Atlar için de besin alanı çok. Su konusunda sorunları yok, gölden içiyorlar, her tarafı kıyı olduğu için. Bitki çok, çim alanı çok, yiyecek konusunda eza yok. Şayet kar yağarsa besin desteği olarak adaya yem götürmeyi de düşünüyoruz. Kıyıdan adaya ulaşım yaklaşık 1 kilometre arada. Yürüyerek gidilemiyor, ulaşımı fakat teknelerle sağlanabiliyor” diye konuştu.
“O atların sesleriyle büyülendik”
Adadaki aktifliğe katılan doğaseverlerden Osman İltar da, bu türlü bir aktifliğin duyurulmasının akabinde çok enteresan geldiği için bu aktiviteye katıldığını belirterek, “İlk defa gideceğimiz bir yerdi. Çok merak ediyorduk. Ağır da bir iştirak vardı. Evvel göl kıyısına araçlarla gittik, akabinde kıyıdan teknelerle adaya ulaştık. Rehberimiz eşliğinde vadilerde küme grup yabani, yılki atlarıyla karşılaştık. Süper bir manzara idi. O atların sesleriyle büyülendik. Hakikaten burası görülmesi gereken bir yer. Rengarenk, beyaz ve cüsseli, çok iri atlar vardı. Olağan atlardan çok farklılardı. Anlatılmaz diyor, herkesin görmesini tavsiye ediyorum. Bundan sonra bu adaya yeniden bir aktiflik düzenlenirse tekrar iştirak diyorum” sözlerini kullandı.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Lokal
News
